Tenisin Tarihçesi
Geçmişi en eskiye dayanan sporlardan Tenisin Tarihi ve nasıl geliştiği bir merak konusudur ve farklı görüşler vardır.
12. yüzyılın başlarında haçlıların Orta Asya’da top ve tahta parçaları ile oynanan bu oyunu Avrupa’ya getirmesi ile Tenis oynanmaya başlanmış ve günümüze kadar gelişerek ve epeyce değişimlere uğrayarak gelmiştir.
Tenisin tarihi, çoğunlukla karanlıklara gömülmüşse de, neredeyse bütün tarihçiler tenisin ilk olarak "Le Jeu du Paume" (avuç içi oyunu) adlı oyun olduğunda birleşirler. 13. yy.da Fransa'da oynanan bu "avuç oyunu" sadece aristokratların tekelindedir.
Özel bir kapalı kortta, önceleri topa elle vurularak oynanan bu oyuna, çok geçmeden raketler de eklenmişti. 17.yüzyıla gelindiğinde Paris'te asillerin vazgeçilmez oyunu haline gelmişti. "Le Jeu du Paume" halka kadar inmişti. Ama beraberinde kumarı getirince halkın karşısında oynanması yasaklandı ve birkez daha sarayın kapalı kapıları arkasında gelişti. Saray tenisi diye bilinen oyun, atası "Le Jeu du Paume" gibi özel bir kortta oynanıyordu ve inanılmaz derecede karmaşık kurallara sahipti. Fransız Sarayı ile yakın ilişkilere sahip İngiliz asilleri de çok geçmeden bu oyunun büyüsüne kapıldı. 13. yüzyıldan başlayarak şıklığın, modanın öncüleri kabul edilen Fransızları, bu kez de gözü kapalı izledi İngiliz Sarayı. İngiliz Kral II. Edvvard, 14. yüzyılda Windsor Sarayı'nın içine bir kort yaptırmıştı. 1414 yılında Fransa Kralı'nın İngiliz V.Henry'ye de tenis topları gönderdiği biliniyor. Ünlü ozan, Shakespeare bile "V. Henry" isimli oyununda bu tarihi armağanı anlatmaktadır.
Fransız Devriminden sonra aristokrasi gibi "Le Jeu du Paume"da ortadan kaldırılmış, ancak İngiltere'de, Fransa'dan gelen "paume" uzmanlarının yardımıyla varlığını sürdürmüştü. İngiltere'de bu dönemde yine raket ve topla oynanan iki oyun daha bulunuyordu. "Badmington" ve squash'ın atası olan "Rackets". Yine aynı dönemde "Croquet" ve beyzbol benzeri "Cricket" oyunları da oldukça popülerdiler.
1860 yılında Çin'den ülkesine dönen Binbaşı Walter Clapton Wingfield, çok çalışmadan para kazanmak telaşına düşünce, tenisin tarihinde yeni bir sayfa açılmış oldu. Bütün İngiliz oyunlarından aldığı kuralları, Yunanca oyun anlamına gelen "Sphairistike" adını verdiği oyunundan birleştiren Wingfield, 1874 yılında bu oyunun patentini de almayı başarmıştı. Croquet ve Cricket'ten; oyuna zerafeti taşıyan yemyeşil bakımlı sahaları, racket'ten skor sistemini, badmington ve saray tenisinden de uzun saplı raketleri ve ağı alan Wingfield, top için orta yolu seçmişti: ne badmington topu kadar hafif ve uçucu, ne de racket topları kadar sertti yeni oyunun topu..
Patenti aldıktan sonra, oyununu tanıtmak, sevdirmek ve "Sphairistike" oyununun araç gerecini pazarlayabilmek için kolları sıvadı Binbaşı Wingfield. Ancak, diğer oyunlarla benzerliğini hemen keşfeden sporseverler, bu pahalı malzemelere avuç dolusu para ödemek yerine, ağ-raket-top ile oynayabilecekleri oyunları kendileri yaratmaya ve kendi kurallarını koymaya başladılar. Bunun sonucunda, "Sphairistike" oyununun birçok türü ortaya çıktı.
Giderek daha çok tutulmaya başlayan tenis, İngiltere'nin geleneksel sporu cricket'i gölgede bırakmaya başlayınca olanlar oldu. Tenisçiler, cricket alanlarının, aslında tenis için ideal çim kortlar oluşturduğunu farketmişler, üstelik cricket'çilerin beyaz giysilerini de taklit etmeye başlamışlardı. Yeni oyunun bu önlenemez yükselişi, tutucuları harekete geçirdi. Önce tenisin popülerliğini durdurmak için savaş verdilerse de sonra değiştirilmiş kuralları ile onu benimsemeye, hatta kulüplerinde tenis için bir kort ayırmaya karar verdiler. Wingfield'in "kum saati" şeklindeki hiç de pratik olmayan kort biçimi dikdörtgene çevrildi ve skor sistemi de değiştirildi.
Ali England Croquet Club, ilk "Wimbledon"u 1877 yılında düzenlendi; o günden beri de dünyanın en prestijli müsabakası olarak kabul edilir. Le Jeu du Paume, işte o günden sonra oyun olmaktan çıkar dünyanın en popüler ve en prestijli sporlarından biri haline dönüşür.
Ve bu oyun kısa zamanda bilinen “tenis” halini alır. Köken olarak, Fransızca “tenir” (yakala), “tendere” (tut bunu), veya “tenez” (yakalamak) kelimeleri gösterilse de tam olarak nereden geldiği bilinmemektedir.
Günümüzde geçerli olan tenis kurallarının ilk versiyonları 1875’te İngiltere’de Marlybone Kriket Kulübü tarafından oluşturulmuş ve yayınlanmıştır.
Tenis beklenmeyen bir hızla yayılmaya başlamış ve bu hızlı yayılma bu spor için ayrı bir federasyon kurulma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Federasyonu kurulan tenis, 1900’lü yıllarda Avrupa ve Asya’ya da yayılarak tüm dünyada oynanan bir oyun ve spor haline gelmiştir.
İlk olarak kapalı alanda oynanan tenis daha sonraları çim kortta ve bununla kalmayarak toprak, sentetik ve sert zemin olmak üzere farklı şekillerde tasarlanmış kortlarda oynanmaya başlanmış ve bu oyun belirli kurallar çerçevesine oturtularak, global ve sistemli bir spor haline gelmiştir.
Tenis gününün 23 Şubat olarak kabul edilmesinin nedeni ise; 1874 yılı 23 Şubat'ında, kraliçenin korumalığını yapan İngiliz Binbaşı Walter Clapton Winfield'in, bu oyunun patentini almasından kaynaklanmaktadır.